ENFLASYON-DEVLETÇİLİK-İSTİSMAR
Enflasyonu, sadece parayı kıymet, miktar ve faiz haddi olarak ayarlayarak kontrol altına almak pek mümkün olmaz. Verimlilik artmadığı, kaliteli bol mal ve hizmet arzı olmadığı müddetçe, istediğiniz kadar parayı kıssanız da iş zordur.
Devlet, sonu olmayan bir zenginlik sanılmakta, her zümre bu zenginlikten, karşılığında bir şey vermeden en büyük payı koparmak için yarış ediyor intibaını vermektedirler. Bu düşünce tarzını değiştirecek ortamın meydana getirilmesi gerekir.
Batılı anlamdaki sosyal adaletin, ancak milletçe verimli bir çalışma neticesinde tahakkuk edebileceği unutulmamalıdır.
Türk özel sektörü hep devletle iş yapıp büyümeyi seçtiği için devletin büyümesini kışkırtan da yine özel sektördür. Devlet hala bir zenginleştirme aracı olmaya devam ediyor.
Sadece ekonomide değil, siyasette ve fikirde de serbestlik olmazsa kalkınma sağlanamaz. Belki de mutlu olanların sayısına ve özelliklerine dikkat etmek gerekir.
Yazar ve düşünce adamları özgürlükleri ve hukuk devletini savunmak ve onlar için mücadele etmek yerine başını devletin güvenli omuzuna yaslamaktan vazgeçmeli. Hatta kritik aşamalarda özgürlüklerin karşısında durmaktan, statükonun yanında yer almaktan, eskimiş fikirleri ve pozisyonları savunmaktan uzak durmak gerekir.
Bir ülkede yeterli üretim yapılmıyorsa, insanlar çalışmadan köşe dönmenin peşinde ise, köylü senede üç-beş ay çalışıp diğer zamanlarda yatıyorsa kalkınma oldukça zordur.
Her kademedeki öğrenci, öğrenmeden sınıfı geçmek ve diploma almak istemekte, bilgisiz diploma ile de çok para kazanmak istemektedir. İşyerleri bunları işe almakta, çalışmadan yani üretim yapmadan maaş ödemek mecburiyetinde kalmaktadır. Görünürde işi olan bu gençler aslında gizli işsizdirler.
Bürokratlar iş yapmadan maaş almakla kalmıyorlar, bir de vatandaşlara zorluk çıkarmayı memlekete hizmet zannediyorlar. Bürokrasi enflasyonun ana kaynağıdır diyenler varsa iyi düşünmek gerekir. Bürokrasi memlekete hizmet için oluşturulmuş bir organizasyondur, insanların işlerinin önüne takoz koymak alışkanlığından vazgeçmelidirler.
Bağımsız görünümlü medya, sivil görünümlü sivil toplum örgütleri, devletten beslenen özel sektör yöneticileri, cemaat ve tarikat görünümlü resmi din tüccarları ile doğan görünümlü şahinler “ekonomik savaş” kavramını çok seviyorlar.
Adına ister doların seyri deyin ister liranın seyri, bir dolar;
2003 – 1.402 TL, 2004 – 1.348 TL, 2005 – 1.349, 2006 – 1.328,
2007 – 1.703, 2008 – 1.529, 2009 – 1.513, 2010 – 1.553, 2011 – 1.915, 2012 – 1.791.
2013 – 2.138, 2014 – 2.323, 2015 – 2.912, 2016 – 3.538
2017 – 3.817 TL. Şimdi altı lira civarında.
2002’den 2012 yılına kadar dengeli bir şekilde devam etmiş. 2012 yılından itibaren gerileme söz konusu. Uluslar arası oyunlara dikkat edilirse çözüme gidilebilir.
NEVZAT ÜLGER