İÇERDEN VE DIŞARDAN ÇELME TAKIYORLAR
Batısız bir dünya tasavvuru ne kadar tefritse, dünyayı yalnız Batı’dan ibaret görmek de o kadar ifrattır.
Ne zaman Türkiye bölgede ileri bir adım atsa sistemin iki ucundaki Amerika ve Rusya mutlaka Türkiye’nin önünü engelleyici girişimlerde bulunmaktadırlar. Kurdukları düzenin işleyişini ülkelerin yıkımı üzerine kurmuş güçler, hegemonyalarını sürdürebilmek için işgal ve talanların, karışıklık ve çatışmaların bölgede bitmesini istemiyorlar!
Türkiye’nin ABD ile Fırat’ın doğusunda oluşturmaya çalıştığı ‘güvenli bölge’ müzakerelerine tam yoğunlaştığı bir sırada Rusya ve İran destekli rejim harekete geçerek İdlib’in güneyindeki kasabaları ele geçirip Türk gözlem noktalarını tehdit etmeye başladı. Tabi, ABD’nin tutumu da aynı paraleldedir.
Nasıl Osmanlı’yı parçalamak için geçmişte Müslüman olmayan toplumlar “tek millet” olduysa, şimdi de aynı oyunları bölgede ve Türkiye üzerinde oynamaya devam ediyorlar.
Topraklarımızı kalıcı olarak işgal edemeyen Batılılar, içerideki bir kısım zihinleri işgal ederek kafası kiralık figüranlar icat ettiler. Bölgedeki kabile devletlerinin başına getirdikleri kral, emir, şeyh ve diktatörlerle anlaşıp Müslümanlara her türlü zulmü uyguluyor, gerekirse darbe yapıyorlar.
Türkiye’nin bölgede oyun kuran, politikalara yön veren bir aktör olabileceğini gören yenidünya düzeni uygulayıcıları, Türkiye’nin oyun kurucu rol oynamaması için her türlü engeli çıkarıyorlar.
Mardin, Diyarbakır ve Van’da HDP’li belediye başkanlarının terör iltisakları nedeniyle görevden uzaklaştırılması ve yerlerine kayyum atanması siyaset gündemini oldukça hızlandırdı. Haklarında terör örgütü üyeliği/yöneticiliği suçlaması olup bu nedenle soruşturma geçiren kişileri HDP’nin ısrarla aday göstermesi HDP’nin iyi niyetli olmadığını ve problem çıkarmak istediğini gösteriyor. Sabıkası, soruşturması olmayan kimseleri aday göstermek yerine bu tarz problem olan kişileri seçmesi toplumu germek istediğini gösteriyor.
Eş başkan diye icat ettikleri bir uygulama ile Kandil’den ismi gelen birini seçilmiş başkanın yanına koyarak belediyede en üst görevlerde yetkilendiriyorlar. Belediye veya devletin herhangi bir kurumunun terörle ilişkisi kabul edilemez. Bunu dünyada hiçbir devlet kabul etmez.
Tabii ülkemizde bir de çifte standart var. Bir CHP milletvekili Mısır’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye yapılan antidemokratik darbe ile ilgili paylaşımında, “Seçimle geldik diye kafa tutan Mursi üç günde gitti. Demokrasinin sandıktan ibaret olmadığını anlayabildi mi?” demişti. Bu zat, üç belediye başkanının görevden uzaklaştırılmasını ise ‘’seçmen iradesinin gaspı’’ olarak nitelendiriyor. Tutarsızlık diz boyu maalesef. Konjonktürel olmak değil, ilkeli olmak esas olmalıdır.
Belediyelerin teröre kaynak aktarmasına elbette asla göz yumulamaz. Ancak başka Belediyelerde de imar ve ruhsat yolsuzluklarına engel olunamadı. Hatta bu tip uygulamalar içinde olan bazı isimlere partilerin üst yönetiminde yer verilmesi halkın partilere bakışını değiştiriyor.
NEVZAT ÜLGER