ESKİ KADROLAR DEĞİŞTİRİLİYOR MU?
Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın, daha önce Başbakanlık yaptığı dönemde müsteşar olarak atadığı Hasan Celal Güzel anlatıyor:
“1985 Ocak ayının ortalarıydı. Ben Başbakanlık Müsteşarı olmuştum. İçim yıllardır yanıp tutuşan Osmanlı Arşivi’ne sahip çıkma heyecanıyla doluydu. Özal’ın direktifiyle kaleme aldığım Hükûmet Programı TBMM’de okunup kabul edildikten sonra soluğu İstanbul’da, eski Hazine-i Evrak (Osmanlı Arşivi) binasında almıştım. O zaman birkaç arşiv uzmanı ile bir avuç hizmetliden oluşan arşiv personeli beni karşılayıp Sultanahmet Camii’nin yanındaki Sultanahmet Medresesi’ne götürmüşlerdi. Medresenin kapalı alanına sığmayan arşiv malzemeleri açıkta avlunun ortasına yığılmıştı. Milyonlarca arşiv belgesi, yağmurun, karın, güneşin altında ortalığa atılmış darmadağın duruyor; aralarında fareler dolaşıyordu. Hiç unutmam; rüzgârda savrulan sararmış kâğıtların arasına girerek çömeldim ve ‘İşte benim tarihim!’ diyerek hüngür hüngür ağladım. Daha sonra vilâyet binasına gidip Başbakan Özal’a telefon ettim ve durumu anlattım. O da çok müteessir olmuştu. Başbakanlığa bağlı Osmanlı Arşivi’ne sahip çıkma konusunda bana yetki verdi. Hemen o gün, İstanbul Valisi Nevzat Ayaz’ın il özel idaresi için yaptırdığı hizmet binalarını Osmanlı Arşivi’ne tahsis ettirip arşiv belgelerinin taşınmasını başlattım. Önce geçici olarak bina meselesini hallettikten sonra bir Kanun Hükmünde Kararname ile (ki, sonradan 3056 sayılı Başbakanlık Teşkilât Kanunu olmuştur) kanunî dayanağı sağladık ve özel bir sözleşmeli personel imkânı getirdik. Sonra, 250 civarında arşiv elemanı alıp yetiştirdik.” Prof. Dr. Ahmet Akgündüz onlardan biriydi. Akgündüz arşiv belgelerine dayanarak önemli eserler yayımladı.
Osmanlı Arşivi, bu uzman kadroların elinde hızla toparlandı. 2013 yılında arşiv, Gülhane’deki Hazine- i Evrak binasından Kağıthane’deki yeni binasına taşındı. (Eski arşiv binası bir otele dönüştü.)
30 yıl önce arşiv, küllerinden doğarken işe alınan bu genç uzmanlar, memurluktan öteye geçip, kendi alanlarında akademik çalışmalar yapan isimlere dönüştüler, yayınlara imza attılar. Bizler de bu yazılanları okuduk ve faydalandık.
Arşivin bir kısmı 11 no’lu Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle “Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı”nın yerine Cumhurbaşkanlığı Arşivi Daire Başkanlığı haline getirildi ve bazı kadrolar başka yerlere kaydırıldı. Hayatları bu arşivde geçmiş 250 uzman, Diyanet’ten Tapu’ya başka farklı kurumlara gönderildi.
Bu tasfiye için kurumun yetkilileri gençleştirme, verimsizlik, işe gelmeme, dışarıya işler yapma gibi gerekçeler sıralıyorlar. Fakat 250 kişilik listedeki isimlerin hiç biri hakkında yapılmış bir tahkikat da yokmuş.
NEVZAT ÜLGER