YENİ BİR HAMLE, Bİ DAHA Bİ DAHA
10. Beş yıllık Kalkınma Planında belirtilen hedeflerin birçoğu 11. Beş yıllık Kalkınma Planında tam yarı yarıya düştü. Demek ki birtakım dengeler bozuldu.
Kısa vadede (bir yıllık sürede) en azından 75-100 milyar sıcak para bulmak gerekiyor. Mümkün mü, mümkün. Dünya küreselleştiğine göre dünya finans kuruluşlarından istifade etmeliyiz. Tabi bulunacak bu paranın da Merkez Bankası rezervlerinin dışında kullanılmamamsı gerekir. Böylece hem içeriye hem dışarıya güven telkin edeceğiz. Doğalgaz olmazsa tezek yakarız düşüncesi hiç kabul görmemelidir. Bunu söyleyen insanların vizyonu olmaz. Adamın ömrü başkalarının sırtından hamaset yapmakla geçtiği için bu cümleyi rahat kullanıyor. Halbuki AK Parti, bu ülkenin hem GSMH’sını hem de kişi başına milli gelirini (son üç yıllık dönem hariç) hep yükselterek geliyor. Kaldı ki 21.yüzyılın kavgası da ekonomi üzerinedir.
450 milyar dolar olan dış borcumuz bu ülkenin altından kalkamayacağı bir borç değil doğrusu. Ama uluslar arası dengeleri ve kuruluşlara güven vermek gerekir. Bu yetmez, içeriye de güven tazelemek şarttır. Bu saatten sonra güven kişilere değil, devlete olur. Kuralları iyi çalışan ülke istiyor dünya. Yalnız isim olarak kurumların var olması değil, bu kurumların işleyiş şekillerine de bakıyor dünya.
Dünyada kurulu bulunan 200 civarındaki bütün devletler milliyetçilik yapıyor. Normal bir olay bu. Ancak her dönemin milliyetçilik anlayışı farklıdır. İlhan Kesici 21.yüzyılın milliyetçiliği ekonomi zerinedir diyor, haklı. Bu yüzyıl hamasete yer veremez. Eğer birilerinin gazına gelinirse çok sorunla karşılaşabiliriz.
Bizim ülkemiz sanayileşecek, doğru. Ama bizim ülkemizde aynı zamanda tarım da yapılmalıdır. Yapacağımız tarım da daha çok ihracata yönelik olmalıdır. Biz niye tavuk eti, sığır eti vd ithal edelim ki. Oralara verdiğimiz parayı tarımın desteklenmesine, girdi maliyetlerinin düşürülmesine harcarsak köylü niye tarımla uğraşmasın ki? Yapacağımız tarım hem üreticiyi hem tüketiciyi korumalıdır. Gelişmiş dünyanın yaptığı da bu değil mi?
Yönetim kadrolarının bir kısmı ülkenin emniyeti, sağlığı, eğitimi, hukukun işlemesi ile ilgilenirken, bir kısım kadrolar da ülkeyi uluslararası güvene ve rekabete hazırlamakla görevli değil midir? Şöyle çok sıradan bir örnek verelim; ilimizde a, b, c müdürlükleri ve bu müdürlüklerin binaları ile atanmış yöneticileri var ama vatandaş olarak bu kurumlardan olumlu bir etkilenmemiz söz konusu değilse, vatandaşlar bu kurumlara ilgi duymadıkları gibi onlar hakkında da güzel şeyler söylemezler. Yani içerdeki vatandaşın “güven” duygusunu da, yabancıların güven duygusunu da yükseltmemiz gerekir.
Bakanlık yapan insanların bilgili olması yetmez, bakanlık kadrolarının da bu işleri çevirebilecek bilgi ve liyakatta olması gerekir.
Bilgili bakan bilgili bürokratla çalışır. Bilgili bakanın bilgili yardımcıları olur.
Buraya kadar anlattıklarımızdan bir çıkarım yapacak olursak;
-Sistem kurallar üstüne bina edilecek.
-Sistemi bilgili ve liyakatli insanlar çalıştıracak.
-Birinci adamın dışında olanların görevlerini mükemmel yapmaları gerekir.
– Sistem çalıştırılırken vatandaş bu işleyişe güven duymalıdır.
Haydi, bi daha bi daha.
NEVZAT ÜLGER