İYİ DÜŞÜNEMEMEK “MEDENİ ÖLÜLÜK”TÜR
Adam afralı-tafralı laflar ettiğini zannederek toplamda 600 kelime ile konuşuyor. Ufuk Uras, bir panelde Altemur Kılıç’a “otuz kelime ile konuşuyorsun” demişti ve ondan sonra da onu ciddiye almamıştı. Halbuki “insan kelimelerle düşünür” denildiğine göre bu vatandaşımız düşünmüyor demektir. Bir yerde bilgi ve rasyonal düşünme metodu yoksa, orada gürültü vardır, kaos vardır. Rasyonal olmayı beceremeyenler, irrasyonal olmayı bir marifet olarak göstermek için hamaset yapmaya çalışırlar. Bilmediğini bilmeyenle konuşmak da oldukça zordur.
Kapitalizm sonrası oluşan liberalizm de, neo-liberalizm de tıkandı. Ancak yerine ikame edilecek sistem henüz netleşmedi. Bu da bir kaos nedeni elbette. Olumlu bir sistem için önce olumsuz sistemin kötülükleri iyi tespit edilip, güzelce temizlenmelidir. Adil gelir dağılımı olmayacaksa, üç kişinin serveti bir ya da birkaç ülkenin gelirinden fazla olacaksa, genelde insan hakları demeyip hala daha insanlar yaşlarına ve cinsiyetlerine göre sınıflandırılıp o şekilde hak ve hukuktan bahsedilecekse buna değişim değil, belki “yalancı meme” denebilir.
Alttakilere din-iman deyip, üsttekilere han-hamam anlayışı, doğrusu ne din ve imanla, ne de evrensel hukukla bağdaşmaz. Swot analiz gereklidir ama önce ortaya inandırıcı bir irade koymak gerekir. Düşüncelerimize karşı çıkacaklar diye korkmayıp, aksine gelişme için memnun olmak gerekir. Herkes söylediklerinin “nas” olmadığını bilmeli ve itirazları bir güzelleştirme aracı olarak kabul etmelidir.
Farklı kulvarlarda olmak iyi bir şeydir ve gelişme nedenidir. İtirafı ve itirazı olmayan kişi ve guruplar toplumu geri bırakırlar. Ölçü; farklı düşünce içerisinde medeni ölçülerle konuşmak ve hareket etmektir.
Erbabı diyor ki; vicdan dört şubeden meydana gelir: Akıl, irade, zihin ve his. İnsanlar zihinlerini ne ile doldururlarsa, imalat da ona göre oluşur. Günümüzde insanların zihinlerini ençok meşgul eden şey siyaset kurumu. Siyaset toplumu oluşturan en büyük güç oldu, En politik kişi ve guruplarda da, en sufi topluluklarda da gündemin ilk maddesi siyaset. Öyle ki, bireysel ahlakı ne olursa olsun, ancak aynı partide olanlar kardeştir. Ya aynı siyasi kulvarda olursun ya da dışlanmaya evet dersin. Bir bakıma sünnet toplumundan, siyaset toplumuna geçti cemiyet. Vatansever veya vatan hainini belirleyen şey siyaset kurumu. Dejavu bir durumla karşı karşıyayız. Biz bu filmi daha çok, 1970-1980 yılları arasında yaşamıştık. Siyasi partiler “mezhep” haline gelmişti o yıllarda. İbret alınmazsa tarih tekerrür eder durmadan. Biz de süper lig bir tarafa 1. Ligde de olamayız. Ama bazıları sosyolojiyi siyasetle karıştırdığından yerel güzeldir diyor. Hatta haramlar da artık siyaset kurumuna göre şekillenmeye başlar deniyor. Sözen dönemindeki “İSKİ” olayını ve olayın kahramanlarını unutmadık.
Tek kutuplu dünyanın sıkıcılığı ortadadır. Çok seslilik gürültü demek değildir.
NEVZAT ÜLGER