MEDENİYETLER VE SİYASİ PARTİLERİMİZ
Tarihi süreç içerisinde birçok medeniyet yaşamıştır. Üst kimliklerini bölgesel özelliklerinden alarak isimlendirilen medeniyetler ilk dönemlerde genel olarak nehir eksenli olarak kurulmuşlardır. Mesela Mezopotamya medeniyeti Fırat-Dicle eksenli olup M.Ö. 4000 yıllarına dayanır. Bünyesinde Sümerler, Akadlar, Elamlar, Asurlar ve Babiller bulunmaktadırlar. Bunlardan önce M.Ö. 5500 yıllarında aynı yörede Vinkalar bulunuyordu.
Yazı, dört işlem, gün-ay-yıl hesaplamaları, dairenin alanı, bir saatin 60 dakika, bir dakikanın 60 saniye olduğu gibi bilgilerin bu dönemde varlığı artık biliniyor.
Ardından M.Ö. 2.000 yıllarında Nil Nehri eksenli Mısır Medeniyetinde kadastro çalışmaları nedeniyle matematik ve geometri gelişmiş durumdaydı.
Amazon havzasında İnka medeniyetinde patates ve mısır üretimi ile hayvancılık ve ahşap yapılaşmayı görüyoruz.
Meksika ve Orta Amerika’da Maya Medeniyeti bünyesinde mısır ve kakao yetiştiriliyor, balıkçılık ve ticaret yapılıyordu.
Gök Irmak ve Sarı Irmak havzasında Çin Medeniyetinde çinicilik, ipek dokuma, tarım yapılıyordu. Kağıt, barut ve pusula bu medeniyete aitti. Konfüçyus ve Tao bu medeniyetin mensuplarıdır.
Sonra Akdeniz civarlarında Küçük ve Büyük Menderes, Gediz Ovası ve İtalya merkezli Akdeniz medeniyetleri ile Anadolu medeniyetleri var. İyonya, Lidya, Roma, Yunan, Fenikeliler, Hititler, Urartular, Persler, İbraniler hep bu medeniyetin mensupları.
İndus ve Ganj nehirleri havzasında Hint medeniyeti var. Pirinç, buğday ve arpa ile sulu tarım bu bölgede öne çıkmış.
Bu medeniyetlerin hepsinde de din belirleyici olmuş. Nuh (as) hakk esaslı ilk medeniyet kurucularından. İlk medeniyet Sümerlerce oluşturulmuştur diyor erbabı. (Site Devletleri şeklinde.)
Ardından İbrani uygarlığı geliyor.
Sonra Hıristiyan medeniyeti.
Son 1500 yıllık sürede Kur’an medeniyeti.
Sonra determinizm merkezli, yalnız kuvvete dayanan Batı medeniyeti geliyor.
- milenyumla birlikte tekrar İslam medeniyetinin harekete geçtiğini söyleyebiliriz.
Son yüzyıl boyunca bu ülkede artık tek siyasi eğilim yok.
İttihat-Terakki anlayışı üzerine; solda ulusçuluk ve “devletçilik” akımı, sağda devletçilikle birlikte Türkçülük akımını da savunan siyasi akımlar. Bu akımlar siyasi yelpazede esas olarak iki parti ile temsil ediliyor.
Her tonu ile “İslamcılık” akımı, şu an itibariyle siyasi alanda en az temsil edilen akım. Bu akımın taraftarları yeniden siyasi bir parti arayışı içine girdiler. Erbakan sonrasında siyasi arenada “İslamcılık” üzerinden kalıcı siyaset pek görünmez oldu.
Daha çok Batı referanslı liberal görüşleri savunan siyasi akım ve temsilcileri olarak siyasi partiler ve iktidarlar. En güçlü akım. Yalnız siyasette ve ekonomide değil, inanç uygulamalarında da liberal olan önemli bir kitle. Liberalizm, tıpkı sosyalizm ve hümanizm gibi bukalemun bir kelime. Adeta bir maymuncuk.
Medeniyetler her dönemde temsilcilerini de toplumsal yaşayışını da tedavüle sürmek kabiliyetine sahiptir. Son dönemde, şahıslardan ziyade hükümetlerin öne çıktığı, ancak politikada da “bireycilik” esaslı bir eğilimden bahsetmek akla ziyan değildir.
İnsanlar ülke yöneticilerinin düşünce kütüklerine yazılıyorlar, unutmayalım.
NEVZAT ÜLGER