İŞLENMEMİŞ ELMAS; ERBAKAN
1973 genel seçimlerinden sonra 26 Ocak 1974’te CHP-MSP koalisyonu kuruldu. Bu koalisyon aslında Ortak Pazar’a karşı çıkan ve İslam dünyasına açılımı savunan MSP politikasını ’milli görüş’ ismiyle ortaya koyarak amaçlarının maddi ve özellikle manevi kalkınmayı sağlamak olduğunu belirttiği bir oluşumdu.
1.Ecevit Hükümeti olarak da anılan 37.Cumhuriyet Hükümeti’nin (26 Ocak 1974 – 17 Kasım 1974) en bilinen icraatı 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’dır
Necmettin Erbakan ve Bülent Ecevit’in üzerinde anlaştığı koalisyon hükümetinin ilan edilmesine sadece bir gün kalmıştı. Bu koalisyon, Türkiye’nin 37. hükümeti olacaktı. Tarihler, 25 Ocak 1974’ü gösteriyordu. Bir gün sonra ilan edilecek yeni hükümette, Milli Selamet Partisi (MSP) lideri Erbakan’ın en öncelikli şartı, yeraltı kaynaklarının özellikle de stratejik önem arz eden bor madenlerinin millileştirilmesiydi.
1973 İsrail-Arap savaşının ertesinde Arapların petrol ambargosu nedeniyle zor günler yaşayan ABD Başkanı Richard Nixon yönetimi, 1974’teki koalisyon ortağı olan Necmeddin Erbakan’ın Türkiye’deki petrol ve bor madenlerini millileştirme atağı karşısında adeta teyakkuza geçti. Hükümetin ilanından bir gün önce, 25 Ocak 1974 cuma günü Ankara elçisiyle Washington arasında kripto trafiği had safhaya ulaştı.
CHP-MSP arasındaki protokolün 60. maddesindeki, ‘Yeraltı kaynaklarımızın işletilmesinin devletçe tanzimi sağlanacak, bu arada stratejik nitelik taşıyan bor mineralleri hukuk kuralları çerçevesinde devletleştirilecektir’ ifadeleri karşısında alarma geçen ABD’nin Ankara büyükelçisi, Washington’a ‘MSP ve CHP’nin üzerinde anlaştığı protokol bugün saat 09:00’da imzalanacak. Bu arada, Dışişlerini uyarmalıyım ki protokolde petrol ve bor madenlerinin millileştirilmesi ve afyon ekiminin yeniden düzenlenmesiyle ilgili birçok madde bulunuyor’ diye uyarı faksı geçiyor.
Türkiye saatiyle 15.01’de geçilen başka bir kripto da ise, ‘Bor madenlerinin millileştirileceği protokole genel olarak bakıldığında Türk dış politikasında önemli bir kaymanın yaşanmayacağı görülüyor. Sadece protokolde Kıbrıs’ta bağımsız bir federal devlet çağrısı dikkat çekiyor’ denilmiş.
24 Ocak 1974 tarihinde ABD’nin Ankara büyükelçisi ülkesine gönderdiği wikilix belgesinde Ecevit’i şöyle değerlendiriyor:
“Dinamik ve çekici. Olağanın dışında ilginç bir kişilik. Hayalperest bir şair ile güçlü rakipler karşısında uzun süre varlığını korumayı başarmış pragmatik bir politikacının karışımı.”
Koalisyon ortağı Necmettin Erbakan için ise;
“işlenmemiş bir elmasın halkta uyandırdığı tuhaf ilgiyi çekerken bile en kötüsünden bir fırsatçı gibi görünüyor’ ifadesi kullanılmış.
Daha sonraki belgelerde özellikle Erbakan’ın Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaretten yola çıkarak, Türkiye’nin Arap ülkeleriyle ilişkilerinin arttığına dikkat çekiliyor.
2007’de gizliliği kaldırılan CIA belgelerine göre dönemin Dışişleri Bakanı Henry Kissinger Ankara’yı 1974’de Kıbrıs’a harekat düzenlemesi için teşvik ediyor ve bunun için Türkiye’ye silah akışına izin veriyor. 2007’de yayınlanan 700 belge içerisinde, Kissinger’ın Ankara’ya sağladığı silah ve finansal desteğin ‘yasadışı’ yollardan olduğu vurgulanıyor. Belgelerde Kissinger’ın bizzat planlayıcı değil ancak teşvik edici rol oynadığı belirtiliyor. Dahası o dönem Türkiye’de faaliyet gösteren bir CIA ajanı Kissinger’ın, perde arkasında dönemin ‘ultra sağcı milliyetçi’ 12 Eylül 1980 darbesinin aktörü Kenan Evren ile ilişki içinde olduğunu, ardından bu ilişkilerin doğrudan ilişkiye dönüştüğünü söylerken; “Çünkü ikisi de sosyal demokrat Ecevit’ten nefret ediyordu. Beyaz Saray da Ecevit’i sevmiyordu’ ifadesini kullanıyor. (Kaynak: Yeni Şafak)
Belki mübalağa olacak ama Milli Görüş çıkışlı partiler ve liderler bu güne kadar hep belirleyici olmuşlardır. Unutmayın; Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Abdullah Gül, R. Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım hep milli görüş çıkışlılardır.
NEVZAT ÜLGER