GAZETELER DİJİTAL ORTAMA GEÇİYOR
“Haber Türk” gazetesi 5 Temmuz 2018 günü kapandı. Yayınına dijital ortamda devam edecekmiş. Dünya değişiyor. Ülke olarak 4.0 teknolojisinin henüz dedikodusunu yapıyoruz. Dijital teknolojisi nasıl gelişti, arkasında kimler var, bize getirileri ve götürdükleri neler olacak, esas hedefi nedir gibi sorular hiç tartışılmıyor. Ama kapanan her ulusal gazete de arkasında yüzlerce işsiz bırakıyor.
Tabi, buna karşılık tüm dünyada gazeteler kapanırken, bizde yeni gazetelerin yayına başlamasının da en önemli sebebi “Basın İlan Kurumu”dur. Bu cümle hem yaygın medya için hem de yerel medya için geçerlidir.
Günümüze gelinceye kadar Türkiye’de kağıda basılı gazetelerin tek yaşam kaynağı Basın İlan Kurumu’dur. Yıllık 450 milyon TL basın bütçesini yaklaşık 1200 ulusal ve yerel gazeteye dağıtıyor. Basın dünyası ile yakın ilişkisi olanlar bu konuyu çok iyi bilirler. Şunun çok net olarak bilinmesinde fayda var; eğer bu ilan paraları olmazsa, ülkedeki yaygın ve yerel gazetelerin neredeyse tamamı kapanmak zorunda kalır. Zaten günümüz itibariyle de devlet kurumlarının verdiği reklamlar yaygın medyayı besliyor. Yerel medyayı ise yukarıda anlatmaya çalıştığım basın kurumunun gönderdiği ilan bedelleri ile gazetelerin kendi çabalarıyla alabildiği özel ilanlar ve abone bedelleridir. Devlete ait kurumlar da; bankalar, ulaştırma, telekomünikasyon, GSM şirketlerinden oluşuyor.
Bu arada iktidarlar bu konuda olayı kendi lehlerine kullanabiliyorlar. Diğer taraftan unutmayalım ki, bu ülkede milletin parası ile kurulmuş önemli bir bankanın üç hissesinden biri (%28) bir siyasi partiye ait.
Siyasi partinin bankası olur mu demeyin, sanayicinin de gazetesinin olmaması gerekir aslında değil mi? Türkiye 24 Haziran 2018 tarihi itibariyle açtığı “Partili Cumhurbaşkanlığı” sisteminde bu konuya da düzenleme getirmelidir diye düşünüyorum. Yani siyasi partinin bankası olmamalıdır, çünkü siyasi partilere devletin hazinesinden yeterince parasal yardım yapılmaktadır. Keza sanayiciyi de devlet çeşitli “devlet yardımları” ile zaten koruyor. Dolayısı ile sanayicilerin, müteahhitlerin ve bir kısım iş kollarının ayrıca gazete sahibi olmalarının önü kapatılmalıdır.
Yeni kitle iletişim araçları olan Youtube, İnstagram, Twitter, Google, Apple vb. şirketler, medya sektörünün can damarını kesen diğer önemli oluşumlardır. Bu yapıların gazeteler üzerine ne denli büyük bir sorun olduğunu düşünmek ve konuşmak gerekir. Görünen o ki 1990 ve daha sonraki doğumlular zannedersem yakın bir gelecekte artık gazeteleri dijital ortamlarda okuyacaklarından kâğıt gazeteler tarihe karışacaktır.
Bu konu gazete sahiplerini de, devleti yönetenleri de, ülkenin geleceği üzerine yazan ve konuşan herkesi de ilgilendirmektedir.
NEVZAT ÜLGER