SERBEST DÜŞÜNCE GELİŞME DEMEKTİR
Eskiden de, günümüzde de resmi “kültür” ve “düşünce üretim biçimi” kendisi gibi olmayanı karşıt ilan edip, olumsuzlamaya indirerek, -adına ister duyarlı insanları diyelim ister farklı düşünceye sahip insanları diyelim- dışlamayı hep tekrar etmiştir.
Denilebilir ki onlar, yani dışlayanlar kimlerdir? Tüm dünyadan karma olarak birkaçını sıralayalım;
-Galile “dünya dönüyor” dediği için onu hapse atan ve muhakeme huzurunda da, bu fikrini inkara zorlayanlar kimlerse onlardır. Halbuki “dünya düz ve hareketsizdir” diyen Batlamyus’u tam bin sene tekrarlamayı marifet bilmişti Batı. (Batlamyus, İskenderiyeli Yunan matematikçi, coğrafyacı ve astronom. Yaklaşık olarak 85 ve 165 yılları arasında yaşadığı kabul edilir.) Yanlış söylemek problem değil, problem toplumsal kabullerin dışına çıkmakla başlıyor.
-Hallacı Mansur’u, sırf kendileri gibi düşünmüyor diye darağacına gönderenler kimlerse yine aynı kafa yapısında olanlar.
-Sokrat’ı baldıran zehirini içmeye mecbur edenler kimlerse yine aynı kafalar.
-İbni Teymiye’yi yerden yere vurup, sonra onun fetvaları ile amel edenler kimlerse yine o yetersizlerdir.
-Muhiddin-i Arabi’yi farklı düşüncesinden dolayı tekfire kadar gidenler, kılıcı kadar kalemi de kuvvetli olan Yavuz’un Arabi’nin; Şam’ın ve Mısır’ın fetih yoluyla alınacağını anlatımından sonra “Sin (Selim) Şin’e (Şam’a) girdiği zaman Muhyiddin’in kabri ortaya çıkacaktır” ibaresinin de bulunduğu kitaplarını okumasından sonra sesleri kesilenler kimlerse yine o güce perestiş edenlerdir.
-Albert Einstein’in kürsüsünü daha 20.yüzyılda terke mecbur edenler kimlerse, yine onlara ve onların takipçilerine bakmak gerekir.
-Yüz yirmi yıl önce kendileri gibi düşünmedikleri için, daha sonra onlara sıkıntı üstüne sıkıntı çektirenler kimlerse yine onlardır.
-28 Şubat’ta, kendilerinden farklı düşündüğü ve giyindiği için hayatı onlara zehir edenler kimlerse onlardır.
Ah bu insanlar! Kendilerine farklı olanı gösterenlerle kendi fikri sabitinden başka her fikre düşman olanlar hem ülkelerine hem de insanlık alemine bilerek ya da bilmeyerek düşmanlık yapmış olmuyorlar mı? İyi niyetli olmak, hele hele toplumsal olaylarda, asla yanlış yapmaya mani değildir.
Fikirlerinden ötürü taşlanmış, ülkesini terk etmiş ne çok insanı şimdi fikirlerinden dolayı törenlerle anıyor insanlar. Hukukun tam oturmadığı toplumların acı hikayeleri çoğunlukla bunlar üzerinedir. Akif de, Nazım da, Kevseri de, Adnan Adıvar ve Halide Edip vb de hep sıkıntılı bir dönem geçiren bilim, sanat ve düşünce adamlarıdır.
“Fikrim firarda, tezlere sığmaz” demiş şair.
NEVZAT ÜLGER