DİN BİR SİSTEM MİDİR?
İslam sadece din değil aynı zamanda hayattır ve sistemdir.
Hukuk düzenidir, ‘Kişinin hak ve vazifelerini bilmesidir. Malum; toplumu bir nizam ve düzen içerisinde yaşatan kaide ve kurallar topluluğuna hukuk adı verilir’.
Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulduğu zaman hukuku batıdan alarak ülkeye uyarlamıştır. Hukuk ve devlet bütünlüğü sağlanmaya çalışılmıştır. Günümüzde pozitif hukuk adı da verilen kavram: ‘Devletin egemenlik yetkisini hukukun kaynağı’ olarak belirlemiştir. Pozitif hukuk belli zamanlar içerisinde belli toplumlar adına yürürlükte olan hukuk kurallarının bir bütünü olarak adlandırılır. Hukuku uygulayacak olan kurum devlet olduğu için günümüzde hukukun başlangıcı ya da kaynağı olarak devlet olgusu alınır. Yani bir bakıma bireylerden ziyade devlet önemlidir. Bireylerin, ailelerin ve hatta toplumun çektiği sıkıntının fazla önemi yoktur, önemli olan şey devlettir. Bu da her devletin kendi koyduğu hedeflerini gerçekleştirmek adına hukuk eliyle fertlerini amaçları için kullanmasıdır.
Kişinin doğuştan elde ettiği haklar vardır. Bunlar: Dinin, aklın, neslin, malın ve canın korunması haklarıdır. Dolayısıyla İslam, kanunlar düzeni değil, bir hukuk düzenidir.
Ölçü güç değil, hak sahibi olmaktır. İslam anlayışında torpil, adam kayırma, güçlülere öncülük yoktur.
Hukuk barış ve hak düzenidir, İslam barış kelimesinden türemiştir. Asıl olan savaş değil, barıştır. ‘İnsan insanın kurdudur’ felsefesinden ziyade ‘insanlar hukuk sisteminin parçasıdır’ felsefesi önemlidir.
İslam ekonomik düzendir, ekonomik doktrinler düzenidir. Ekonomideki arz-talep kanunları geçerlidir. Devlet baskısı yoktur. Avrupa, buna denge düzeni ismini vermiştir. Batı’da ‘Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler’ düşüncesi var ama başkasının hukukuna müdahale oluştuğu zaman serbestlik biter, çünkü hakka tecavüz yanlıştır. İslam ticarette serbest piyasa ekonomisinin bütün kurallarını uygulamış, tatbik etmiştir. Ancak gıda ve zorunlu ihtiyaç maddelerinde aşırı fiyat uygulamalarına karşı da ‘narh’ koymuştur. Her tür mala değil, asli ihtiyaç maddelerine.
Zekat, faizsizlik, narh/fiyat tespiti, serbest piyasa ve adil bölüşüm İslam’ın ekonomik prensiplerindendir. Bunları yok sayan bir İslam anlayışı düşünülemez.
İslam; içinde inanç ve dinin olduğu peygamberler düzenidir. İslam, Mutlak Varlık olan Rabb’in sunduğu, peygamberler düzenlerinden biridir. Bütün peygamberlerin sundukları düzenlerin devamıdır. Burada özellikle belirtmek gerekir ki, sadece kur’an’da yazılı olan peygamberlerin sunduğu değil, gelmiş-geçmiş olan bütün peygamberlerin sunduğu düzenlerin devamıdır.
İslam sadece din olmuş olsaydı, Kuran şimdikinden çok daha küçük ebatta olur ve birçok ayeti içermezdi.
Müslümanlar Reform ve Rönesans sonrası Batı’daki din anlayışıyla İslam’a baktıkları için din, sadece kişinin yaratıcı ile kurduğu bağ ve dar anlamda yalnız O’na ibadeti alınmıştır hep.
Din, salt bir din değil, bir hayat nizamıdır.
NEVZAT ÜLGER