BÜRDE; BİR HIRKA-İ SAADET ROMANI
“Bir Hırka-i Saadet Romanı; Bürde” Necati Kanter’in yeni yayımlanan kitabının adı.
Roman TEDEV (Türk Edebiyatı Vakfı) tarafından 2018’de yayımlandı; 280 sayfa. Kaynakça sayısı 43. Uzun bir hazırlık aşaması geçirdiğini anlatıyor bu zengin kaynakça. Kitap raflardaki yerini aldı ve dumanı henüz üstünde. Okunmaya değer bir roman. Yazarını kutluyorum.
Necati Kanter’i daha önce iki öykü kitabı ile okuyucular benimsemişti: Bizim Şehrin Divaneleri ve İsmigül.
Yeni romanı, İslam dünyasında meşhur olan “Kaside-i Bürde” şairi Ka’b bin Züheyr’in Müslüman olmadan önceki şairliği ile Müslüman olmaya karar verip, huzurda okuduğu şiirine, Hz. Peygamberin mükafat olarak verdiği “Hırka-i Saadet”i ve şairini anlatımı üzerine kurulu.
Ka’b bin Züheyr, Müslüman olmadan önce söz oklarını müminlere atmıştı uzun bir süre. Ancak Mekke’nin fethinden sonra ölüm fermanı imzalanan müşrikler listesine alındı. Yine şair olan kardeşi Büceyr’in onu bir mektupla uyarması üzerine rahmet Peygamberinin merhametine sığınmaya karar verir. Önceden de putperest olmayan şair hem Müslüman olmuş, hem de ömrü boyunca iftihar vesilesi olarak taşıdığı Hırka-i Saadet’e sahip olmuştu. Sahabe olmaktan daha şerefli ne var ki. Müslüman olduktan sonra söz oklarını müşriklere atıyordu.
Ka’b bin Züheyr, geçmiş günlerde de bu gün de Kaside-i Bürde şairi olarak anılıyordünyada. Yazdığı Kaside-i Bürde şiiriyle İslam tarihinde en büyük şiir ödülünü, hırka-i saadet ödülünü almıştı. Sevgililer sevgilisinin iltifatına mazhar olmuştu.
Roman, şairin İslam’dan önceki hayatına dair olan kurgunun dışında, belli bir kesite ait tamamen sahih bir İslam tarihi anlatımı. Okuyucu şairin “çöl kızlarının en alımlısı, en güzeli, en dilberi” Suad’a olan tutkusunu ve yaşadıklarını güzel bir anlatımla takip edebilir. Zaten Sevgililer sevgilisine gidişi de, şiiri de Suad’dan sonra diye başlayacaktı.
“Haber geldi: ‘Peygamber seni öyle bir cezaya çarptıracak ki’
Siz bilirsiniz, hey zavallılar! İşte onun kapısındayım, yüreğimde sonsuz bağışlanma ümidi.
Ondan özür dilemeye geldim, af istemeye geldim,
Çünkü o sırrını bilendir, kabul edicisidir mazeretleri.”
Şiir bittiği zaman Kainatın Efendisinin yüzünde bir tebessüm halesi belirdi, güller açıldı gül yanaklarında, hırkasını sırtından çıkardı ve Şair Ka’b bin Züheyr’in omuzları üzerine koydu. Ne mutluluk, ne saadet.
Bu Hırka-i Saadet’i, Emir Muaviye, Ka’b’ın varislerinden 20.000 dinara satın aldı ve hazineye teslim etti. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim, Mısır’ı fethi sonucunda, Halifelikle birlikte orada bulunan bütün mukaddes emanetleri de İstanbul’a, Topkapı Müzesine getirdi. Bu gün Topkapı Müzesinde “Mukaddes emanetler” bölümünde temaşa ettiğimiz hırka işte Ka’b bin Züheyr’e Efendimizin hediye ettiği bu hırkadır.
“Bir Hırka-i Saadet Romanı; Bürde” okunmayı hak ediyor doğrusu. Ellerine ve yüreğine sağlık Necati Kanter.
NEVZAT ÜLGER