“HÜRRİYET VE MALİKİYET DÖNEMİ”
Dünya altı günde yaratıldı diyor Kur’an. Burada geçen gün kavramı, dünya günüyle bin yıla da, elli bin yıla da tekabül edebileceğini yine Kur’an açıklıyor. Bu altı günün altı devir olduğunu ifade eden düşünce adamları da var.
Bu altı günün veya devrin her birini sosyolojik veya iktisadi birer dönem sayarsak, bu güne kadar bu altı devrin beş devrini yaşadık diyor bazı düşünce adamları.
Bu devirleri ayrı ayrı özellikleri ile birlikte sıralayacak olursak;
1-İnsanların olgun manası ile toplu olarak yaşamaya başlamadıkları bir dönemden bahsedebiliriz. İnsanların ihtiyaçlarının doyma, örtünme ve barınmadan ibaret olduğunu ifade etmekte bir sakınca yok.
2-İnsanların biraz daha kalabalıklaştığı, dar anlamda da olsa ihtiyaçlarının biraz daha çeşitlendiği, köylerin oluşmaya başladığı bir dönemdir diyebiliriz.
3-Nüfus arştı ile birlikte köylerin bir kısmının kasabaya dönüştüğü, şehir hayatına doğru önemli bir aşamanın geçildiği dönemdir bu dönem. Bu dönemde ziraat yapılan topraklar biraz daha genişlemiş, insanların kendi bireysel güçlerinin dışında yardımcılara olan ihtiyaç artmıştır. Ciddi manada bir tarım toplumu oluşmuş ve maalesef güçlü ve zorba insanlar da bir kısım insanları köleleştirmişlerdir. Öyle ki kölelik kanıksanmaya başlamıştır. Bu tarih dilimi Nemrut dönemi ile başlamıştır ki, bu tarih de M.Ö. 2000’li yıllardan başlayarak uzun bir zaman dilimine yayılır.
Bir kısım insanların topraklarına el konulmuş, kendileri de alınıp-satılır olmuştur. Coğrafi keşiflerle yapılan da bu değil mi? 19.yüzyıllara kadar bu tabloyu görebiliyoruz.
4-Onsekizinci yüzyılın ikinci yarısından sonra başlayan “Sanayi İnkılabı”nın başlamasından sonra, İngiltere, İspanya, Portekiz, Fransa gibi ülkeler coğrafi keşiflerle birlikte gittikleri yerlerdeki yer altı ve yerüstü kaynaklara el koymuş, insanlarını köleleştirirken, karşı koyanları toptan imha etmişlerdir.
5-Önceleri köleleştirdikleri bu insanları ve tahakküm kurdukları diğer ülkeleri bu defa devletleştirerek özgürleştirdiler. Ancak kurdukları iktisadi ayak oyunları yoluyla, o ülkelerin yöneticilerini ve yöneticilerine tesir edecek insanlarını “mankurt”laştırdılar.
İslam’ın şiddetle karşı çıktığı faiz yoluyla, o ülkelerin gelirlerini kendi ülkelerine zahmetsiz olarak taşıdılar. Bazı kişi ve guruplar öyle obez bir duruma geldiler ki; sekiz milyarderin geliri 50 devletten fazla oldu. Deniliyor ki şimdilerde 62 en zenginin geliri dünyanın tamamının gelirine bedel. Hala 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan “Yeni Dünya Düzeni” hayatiyetini sürdürüyor. BM beş devlet, NATO bir devlet.
6-Şimdi altıncı devire başlıyoruz artık. Ama bu geçiş oldukça sancılı olacağa benziyor. Terör, vekalet savaşları, ekonomik ayak oyunları, darbeler vd. Bu yeni devir “Hürriyet ve sahiplik” dönemi olacak diyor bir güzel adam. Cumhurbaşkanının “Dünya beşten büyüktür” cümlesi de bu dönemin mottolarından olacak zannederim. NEVZAT ÜLGER