BAŞARI ÜZERİNE
Dünyada da ülkemizde de dikkate değer birçok başarı hikayesi vardır. Başarı ilimde, sanatta, yazı hayatında, şiirde, iktisadi hayatta, çalışma hayatında olabileceği gibi yöneticilik gibi değişik alanlarda da olabilir.
Toplumda tutmaz denilen yatırımlar üzerinden başarı öyküsü yapanlar da var, dışarıdan okuyup fakülte bitirenler de, otuzuna basmadan başarıyı yakalayanlar da var, kırk yaşından sonra başarıyı yakalayanlar da. Tabi zengin bir varlığın içine doğanlar olduğu gibi hazır toplumsal statünün üzerine doğanlar da yok değil.
Başarılı olan insanlar en azından bizim bölgemizde ve bizim ilimizde bu noktaya gelmelerini hangi adımlarla gerçekleştirdiler? Başarılı olmak mı, başarısızlık mı daha problemlidir? Acaba başarılı olmanın sırrı kendine güvenmekte midir? Şans önemli bir etmendir ama başarıyı getiren esas şey şans mıdır; yoksa çok çalışmak ve ısrarcı olmak mıdır? Süleyman Ateş’in “zekamdan ziyade fazla çalışmamla bazı şeyleri yakaladım” dediğini Diyanet İşleri Başkanı olduğu tarihteki bir konuşmasından hatırlıyorum.
Esasen girişimcilik biraz da sınırları aşmaktır. O nedenle de başarı yolu herkese açıktır. “Zengin olana kadar zenginlerin yaşantısına özenmemek gerekir. Basamakları göremeyenlerin yükselmeleri mümkün değildir.”
Başarı, bazen hayal ettiğini hayatında görmektir. Bazen sıfırdan zirveye çıkmaktır. Bazen bir işi en iyi yapanlardan biri olabilmek; bazen dün yaptığı işi bugün daha iyi yapabilmektir.
Başarı, içimizde tasarlayıp, dışımızda gerçekleştirdiğimiz bir şey midir, yoksa dışımızda hazırlanıp, içimize konulan bir şey mi? “İnsan yürürken izler bulmalı, geçerken kendisi de izler bırakmalı” demiş biri. Başarı konusunda iz sürenlerin bakması gereken ilk yer, başarı öyküleridir.
Zirvede gördüğümüz insanların önemli bir kısmı sıfırdan gelmiştir. Onlar da önce önemsenmediler, maddi imkâna sahip değildiler ve ilk denemelerinde genellikle başarısız oldular. Onları farklı kılan şey, olaylar karşısındaki tavırlarıydı. Yılmak, söylenmek, suçlamak yerine, hayallerinden aldıkları enerjiyle başarıya yürüdüler.
Düzenli bir çalışma programı ve bir emek harcamadan hiç bir konuda başarı elde edilemez. Peki, İnsanlar neden başarılı olmak ister? Başarılı olmak bir ihtiyaç mıdır? Bu da işin bir başka boyutudur.
Kuşkusuz herkesin güzel bir ev, güzel bir araba yani daha genel bir ifadeyle maddi özgürlüğün olduğu bir yaşam her insanın ortak hayali olabilir. Eğer başka insanlara muhtaç olmadan kendi ayaklarınız üzerinde durmak için yapacağınız işte başarılı olmak zorundasınız. Hatta hedefiniz çok büyük ise başarılı biri olmak bir tarafa yaptığınız işin ”en iyisi” olmanız gerekebilir.
Hedefiniz ne kadar büyük olursa, alnınızdan akacak olan ter de o kadar fazla olacaktır. Hayatın hangi alanında olursa olsun hayatın bizatihi kendisinde hep bir yarış vardır.
NEVZAT ÜLGER