AH BU ALÇAK DIŞ GÜÇLER
Ülkemizden kısa bir kesit;
Kitap okuma oranı %1
Sanat etkinliklerine katılım oranı %1
Gazete okuma oranı %03
Müze dolaşma oranı %01
TV izleme oranı %78
Dizi izleme oranı %37
Belgesel izleme oranı %1
Haber izleme oranı %32
Evlilik programlarını izleme oranı %76
Kültür-sanat etkinliklerine ilgi %0.01
Siyasi haberlere ilgi %39
Dini haberlere ilgi %78
Pornografiye ilgi %80
Modern toplum için ahlak kuralının en başta geleni, yemek masasının tanzimi ile yemeğin sol elle yenilmesidir. Modernite için yemek masasına gelen yemek GDO’lu mu değil mi, fiyatları nasıl bir piyasada belirlenmiş. Üretim süreci ne kadar kazandırıyor? Yediklerimiz besleyicilik ve sağlıklılık yönünden faydalı mı?
Nassların olmadığı alanlarda kurallar gerekir. Hukuk bunun için var. Hukuk devletinde suç oranı düşer. Hz. Ömer bir kural adamı olduğu için efsanedir. Hammurabi’yi ve Nuşirevan’ı günümüze taşıyan şey; koydukları kurallar ve bu kurallara uyumlarıdır. Devletleri ahlak yönetmiyor. Kurallar yönetiyor. Batı’yı suçtan uzaklaştıran olgu; kurallar.
Kurallar ahlaklı ya da ahlaksız değildir. Kurallar herkese göredir. Ahlak kategorize edilebilir mi? Etmişler. Beğenelim, beğenmeyelim: Ticari ahlak, siyasi ahlak, akademik ahlak, entelektüel ahlak vd. Halbuki İslam bütün bir hayattır.
Namaz, bir yerde Allah’a verdiğimiz sözün, Allah ile yaptığımız sözleşmenin her gün beş kere tekrarından ve teyidinden ibaret değil mi? “Senden başkasına tapmayacağız” diyerek her gün beş kere tekrarlıyoruz bu taahhüdü… Peki, ne kadar uyuyoruz verdiğimiz söze. Bunun da ahlakla ilgili bir tarafı yok mu?. Allah, insanoğlunun zaafını bildiği için bir denetim mekanizması olarak bizi günde beş defa namaza ve sözleşme yenilemeye davet ediyor. Galu-bela ile verdiğimiz söz, güzel ahlak sahibi olacağımıza dair değil miydi? Üstelik Allah âlemlere rahmet olarak gönderdiği Elçisini güzel ahlakı tamamlamakla görevlendirmemiş miydi? Hitap genel değil midir?
Küçük menfaatler karşılığında dün söylediğini bugün tekzip eder tarzda davranışlar ve söylemler geliştiren kimselere ne diyelim?
Bir insanın, bir topluluğun karakteri ve ahlakı, zor zamanlarda belli eder kendini.
Hz. Peygamberin vefatından sonra Müslümanlar eski Arap toplumlarından devraldıkları kabile asabiyetlerine dönerek başlattıkları iktidar mücadelesi yüzünden İslam’ın evrensel mesajı istikametinde bir toplum yapılanmasını gerçekleştirememişlerdir.
Yani İslam toplumlarının bilimde, teknolojide geri kalmalarının sorumlusu dış güçler değildir. Esas itibarıyla Müslümanlar, her çağın şartları içinde İslam’ın mesajını doğru okuyamadıkları için adaletli ve hakkaniyetli yönetim modelleri oluşturamamışlardır.
Kur’an’ın öngördüğü sistemin adı ‘hukuk devleti’dir.
NEVZAT ÜLGER