YALNIZ PARİS YANMIYOR!
Modernizm çok problemli ve çağın diğer problemlerinin de kaynağıdır diyordu Erol Güngör. (Modernleşme ayrı, modernizm ayrıdır)
Küreselleşme ideolojisi çöktü. Fukuyama’nın kulakları çınlasın.
Neo-lieralizm doktrini de çöktü. Huntington ne yapıyor acaba?
Batı’da ayakta kalan şimdilik postmodernizm. Çünkü bütün değerleri silen küreselleşme akımına rağmen, postmodernizm çok medeniyetli topluma şimdilik evet diyor. Ne kadar sürer, bilen çok az!
Dünyada en aktif güç olarak kabul edilen “Batı Medeniyeti” ve onun toplumlara yansıyan yüzü kapitalizm henüz rakipsiz bir durumda. Maalesef Doğu henüz ciddi bir alternatif sunamadı.
Şimdi üzerinde olduğumuz bu pencereden Paris ayaklanmalarını bir değerlendirelim:
Her ne kadar Akaryakıt fiyatları yoluyla orta sınıfa yüklenen bir zam bu işin sebebi olarak gösteriliyorsa da, aynı zaman diliminde varlıklı olanlardan alınan servet ve kazanç vergilerine getirilen düşüşler sanki konuşulmak istenmiyor. Halbuki bu insafsız indirimler, belki hayatında seçimlere pek az ilgi göstermiş olan bir topluluğu dahi sokaklara dökmüştür. Halkın varlığını dahi görmeyerek yapılan varlık ve servet vergilerindeki indirimler, yükün kendi sırtlarına yüklendiğini fark eden halkı, ispat-ı vücut için sokaklara çekmiştir. Elini taşın altına koymak hep sabit gelirlilerin payına düşürüldükçe, vatan-millet gibi milliyetçi söylemler de toplumların gazını almaya yetmedi zannederim.
Birey olmanın farkına varan Parisli/Fransız, Macron ve onu oraya taşıyanların kibirlerine bir başkaldırı hareketi başlatmıştır. Ekonomik eşitsizlikleri doğuran politikalar terk edilmedikçe, bu hareket ciddi anlamda durmaz gibi gözükmektedir. Sabit gelirli de yönetimde söz sahibi olmak istiyor.
Sokaklara sığmayan kalabalıklar için küçültücü bir benzetmeyle “Vandallık” suçlaması yapılmakta olduğuna bakmayın. Sokaktakilerin hedefi vitrinlere sahip olmak değil, “vitrin kapitalizmini” ortadan kaldırmak gibi duruyor. Birinin maaşı fiyatındaki ceket elbette elbette tepki çeker ve toplumda hoş karşılanmaz.
İşsizliği tembellik ve az çalışmayla izah etmeye kalkan bakış açısı şaşıdır ve bu şaşılık rolünü bilerek oynamaktadır. Kapitalizmin genel mantığı; işverenin mümkün olan en az ücreti ödemek, yasaların da bu doğrultuda çıkmasına çaba harcamaktır. Hatta şimdilerde insanı saf dışı etmek için ilk etapta robot ve yapay zeka üzerinde çalışılmaktadır. Gıda savaşları, ilaç savaşları, çevre kirliliğinin önlenmesine dair anlaşmanın ABD tarafından onaylanmaması hep kapitalizmin öldürücü yönünü göstermiyor mu? Malum, savaşlar konvansiyonelden ticaret savaşlarına ve terörizme döndü. Ama yalnız Parisli değil, Belçikalı da, Hollandalı da, Wall Street de aynı şeyleri düşünüyor galiba.
Tabi Avrupa üstünlüğünün ABD’ye kaptırılmasından sonra yapılan yetersiz müdahaleler de AB’de yaşayanları rahatsız etmektedir. Yalnız Paris olaylarını değil, belki İngiltere’deki “Brexit” çıkışını da bu pencereden görmek gerekebilir.
Tekrar başa dönersek; küreselleşme, neoliberalizm ve postmodernizm artık yaşatılamıyor. Bir güzel adamın tespiti ile söylersek; kölelik ve ecirlik dönemleri artık bitmiş olup, devir ortaklık üzerine çalışma dönemidir. Emek de en az sermaye kadar değerli değil midir?
Eski sistemi yaşatmak için sakın Paris feda ediliyor olmasın? Malum bu olayların arkasında bir de Trump siluetinden bahsedenler yok değil.
NEVZAT ÜLGER