DÜNYADA DEVLET AYGITLARI
Modern devletin ortaya çıkışıyla birlikte, devlete karşı yeni tehditler de ortaya çıktı. Elbette devlet de kendi gardını alarak bu tehditleri bertaraf etmek durumunda olduğunu ifade ederek, baskıyı disiplin diye anlatmayı yeğledi. Adına ulus devlet denilen ülkelerin çoğunluğunun takip ettiği metot aşağı yukarı aynı. Burada temel bir ikileme de dikkat çekmek gerekiyor herhalde; uygulama ve müdahalelerin ne kadarı iktidarları korumak için, ne kadarı devlet mekanizmasını korumaya yönelik. Soruyu daha bir kristalize edersek, baskı mı disiplin mi?
Birinci Dünya savaşından sonra imparatorluklar yıkılınca, İtalya’da, Almanya’da İspanya ve daha onlarca ülkede faşist yönetimler başladı. Faşizmde esas olan devletin kutsanması olduğundan, itaat de zorunlu hale geldi. Faşizmde kamunun kırılıp kırılmaması gibi bir hassasiyete gerek yoktu. İkinci Dünya savaşından sonra da yenidünya düzenine paralel olarak adı serbest piyasa olan sistemlerde; piyasada ya da kamu görevlerinde yükselmek için ideolojik üniforma giymek mecburi oldu. Cari sistemlerin gönüllü gladyatörleri aslında devlet aygıtında görevli “personel”. Bizim yakın geçmişimizdeki Halk Evleri ile Köy Enstitülerini, biraz daha gerilerdeki lonca sistemlerini ve tarikat ilişkilerini dikkatli okumak gerekir.
Yeni dönemde en büyük eğlencelik futbol oldu. Öyle ki, hem ulusal boyutta hem de uluslararası boyutta futbol önemli bir deşarj ritüeli ve elbette toplu eğlencelik seansı halini aldı. Araştırmacıların kayıtlarına göre; futbol, dinden sonra toplumda en çok iltifat edilen sektör oldu. Okullara yerleştirilen spor dersleri ile de yeni insan tipini oluşturan en önemli faktörlerden biri spor oldu.
Elbette en büyük kültür taşıyıcılarından biri olan medya, hem propaganda aracı olarak hem de yazılı ve görsel bir araç olarak insan tipinin oluşumunda en büyük etkiyi sağladı. Orta doğu’da da, Güney Amerika’da da üretilen çok sayıdaki “troller” en kullanışlı enstrümanlar olmakta tereddüt etmediler.
Avrupa’da değil ama ABD ve diğer devletlerde de çeşitli tarikatlar devletle elbirliği ederek muhtemel tepkiler önlenebilmektedir. Bazen Hippilik, bazen varoluşculuk ya da başka isimlerle ortaya sürülen kitleler hep birer deşarj ve yönlendirme ekipleri oldu.
Şimdi yeni bir sayfa açılıyor dünyada. Adına dijital devrim denilen hareket sonrasında toplumlar birçok olayı anında haber olarak alıyor. Değişimin hızı oldukça yükseldi. Yalnız birkaç ülkede değil, dünyanın tamamında acımasız kapitalizm uygulamaları nedeniyle ülkelerde ciddi bir düzenin devamı da pek mümkün olmayabiliyor. Futbolu “VAR” uygulaması ile, medyayı tekelleştirerek, okulları devamlı müfredat ve sistem değişiklikleri ile, tarikatleri sağlanan imkanlarla, değişik felsefik görüşlerle ve kitleleri yeni idollerle iyileştirmeye çalışıyorlar.
Henüz ortada Batı sistemine bir alternatif gözükmüyor. O nedenle de dünya sıkıntı çekmeye biraz daha devam edecek gibi.
NEVZAT ÜLGER