BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARIMIZA
Siyaset, tek taraflı düşünme işi değildir. Elbette adaylar partilerini düşünecekler ama özellikle yerel yönetimlerde toplumun tamamı dikkate alınacaktır. Önemli ve kalıcı olan, gönüllere dokunmak, milletin gönlünde yer etmektir. Unutmayalım; itimat etmediğimiz kişilere gönlümüzü açmayız.
Belediyecilik yalnız çöpleri gününde almak, yolları asfaltlamak, çevre düzenlenmesi yapmak, resmi işlemleri halletmek değildir sadece. İnsan ihmal edilirse, bunların pek bir kıymeti kalmaz. Hizmetler insan odaklı olmalıdır.
Halkımızın büyük çoğunluğu, kendisine tepeden bakan, hor gören, hassasiyetleri dikkate almayan, imkânları dar bir çevreyle paylaşan anlayışlara iltifat etmez. Seçimde siyasi tercihini kullanırken çok şeye dikkat eder. İlle de benim partim olsun anlayışı, özellikle yerel seçimlerde dominant bir anlayış değildir.
Henüz yolun başındayken “içimizden biri” olduğunu söyleyen kimse, makamla ve imkanla buluşunca değişime uğruyor. Seçilinceye kadar rahat ulaşabildiğiniz insan, seçildikten sonra da arandığında rahatlıkla ulaşılabilir bir ortam oluşturmalıdır. Bunun çokça yolları var. Seçmen bu duruma çok dikkat ediyor.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde ilimizde üç partinin adayları yarışacak gibi görünüyor şu anda. Üç aday da muhafazakar kimliklere sahip. Bu üç adaya da bir hatırlatma yapmak istiyorum; başkalarını kazanmaya çalışırken elindekini kaybetmek, muhafazakâr partilerin genel bir sorunudur. “Muhafazakar modern” denilen tahsilli önemli bir kitle hiç de partici değil. “Mahallenin gençleri” daha çok bıçkın delikanlılar ve MHP ağırlıklı. “Endişeli modernler” denilen seçmenin yarısı CHP seçmeni. Orta tabakayı oluşturan ve adına “hayata tutunanlar” denilen gurubun ise bir bölümü peşinen AK Partili. Onun için toplumun önüne çıkarılacak çalışma arkadaşlarının seçiminde çok dikkatli olmak gerekir. Çalışma arkadaşlarının eğer defoları varsa, bu başkanın da ileride aynı çizgide olacağına yorumlanabilir. Unutmamak gerekir ki; toplum yanlışta ittifak etmez. Bunun en güzel çaresi adil olmaktır.
Muhafazakar seçmen arasında hafife alınmayacak bir kırgınlık ve gönülsüzlük birikmiştir. Bu durum bazı adaylar için avantaj, bazı adaylar için de dezavantaj olabilir. Bu olumsuz durumu yok etmek için her parti ve her aday gönül seferberliği başlatmalıdır. Çünkü bu durum bütün partiler için de geçerlidir. Belediye meclis üyeleri ile başkana tanınan dört kişilik kontenjan hakkı belki bu kırgınlıkların giderilmesine yardımcı olabilir. Ayrıca olmayacak taahhütlerden şiddetle sakınılmalıdır. Unutulmasın ki bu şehrin problemleri de çözüm şekilleri de bellidir. Onun için adaylar karşısındakini kötüleme yoluna girmeden, neyi nasıl, hangi kaynak ve hangi kadroyla yapacağını anlatsın. Eğer bir aday yapacaklarını anlatmaktan ziyade durmadan karşısındakini kötülüyorsa, kimse kusura bakmasın, onun meşru olmayan hedefleri var demektir. Toplum birinin olumsuzluğunu fark edecek kadar basiret sahibidir.
Toplum Nedim gibi düşünmüyor yani; “Yok bu şehr içre senin vasf ettiğin dilber, Nedim/ Bir peri-suret görünmüş bir hayal olmuş sana” demişti ya! Seçimde biz o yiğidi çıkaracağız inşallah.
NEVZAT ÜLGER