FİKRİ IŞIK, YERLİ OTOMOBİL VE ORTA GELİR TUZAĞI
Dün bir ahbabımı ziyarete gittim. Bir ara bana şöyle bir soru sordu: “Türkiye’nin kalkınmayı başaracağına inanıyor musun?”
Ben de bunun olabileceğine kesinlikle inandığımı söyledim. Çünkü kalkınma için gerekli olan beşeri sermayeye ve parasal güce sahip olduğumuza inanıyorum. Etrafımızda bu şartlara sahip çok insan var.
Peki, o zaman eksik ne?
Biraz daha hukuk, biraz daha az bürokrasi ve biraz daha güven. Arkadaşlara sanayi eski bakanlarından Fikri Işık Beyi artık göremez olduk dedim. Halbuki Fikri Bey bakanken yerli otomobil konusunda bir hayli mesafe almıştı. Hatta bundan dolayı onunla ilgili bir de yazı yazmıştım. Bu yazıdan biraz hatırlatma yapayım izninizle. Bu vesileyle yazılan bu yazı aynı zamanda bir davetiye olsun:
1960’ın ilk üç yılında Türkiye’de fert başına gelir 560 dolar, Güney Kore ile Singapur’da 500 dolar. Şimdi yıl 2019 ve Türkiye’de fert başına gelir 10.000 dolar, Güney Kore’de 35.000 dolar, Singapur’da 56.000 dolar.
Güney Kore ne yapmıştı da böyle bir sıçrama yapmıştı? Önce bu gün imal ettiği otomobil markaları için FORD platformunu almıştı. Yani özgün bir tasarımla yola çıkmak için en az sekiz yıl harcamak gerekiyor. Halbuki teknolojiye üst seviyeden başlamak, yani yetkin firmalardan teknoloji transfer edip kendi inisiyatifiniz altında üretmek en iyi yoldur. Birçok kazancınızın yanında 8-18 yıllık bir süreyi çok kısa bir sürede alabiliyorsunuz. G.Kore böyle yapmıştı.
Fikri Işık Bey’in Sanayi Bakanlığı döneminde Türkiye de yerli otomobil üretmek için önemli aşamaları aynı yolla geçerek müstakbel otomobilin prototipini görücüye çıkarmıştı. Ekonomide önemli bir kaide olan “Geç Gelenlerin Avantajı”nı kullanarak 1947’de İsveç’te kurulan ve otomobil üretebilen “SAAB” otomobile fikri mülkiyet hakları için 40 milyon avro ödedi. Hem zor durumda olan SAAB markasının sahibi NEVS’i rahatlattı hem de NEVS’in TÜBİTAK ile yaptığı anlaşma ile “Türkiye’nin ilk yerli otomobilinin geliştirilmesi için gerekli olan üç yıl, tüm test araçları ve prototipler ile üretim öncesi nihai araçlar NEVS tarafından üretilecekti”. Yani Türkiye’de fabrika kurulup üretime hazır oluncaya kadar araçlar NEVS platformunda üretilecekti. NEVS Türkiye’de yerli otomobili üretecek endüstriyel ortağa da sahip olduğundan Know-How ile desteklemeye devam edecek ama Türkiye’de otomobili üreten aracı firma NEVS olmayacaktı.”
Yani Türkiye hibrit otomobil üretmek için bu platformun lisans haklarını almış oluyordu. Türkiye kendi araçlarını bu platformu kullanarak kendisi yapacak, ayrıca yerli otoda 1.6 motor seçeneği de Türkiye şartlarına en uygun seçeneği piyasaya sürecekti.
Birileri bu işten ciddi manada rahatsız olsalar da, konunun uzmanları “SAAB 9-3 platformunun alınması ve geliştirmenin bunun üzerine yapılması doğru bir adımdır” diyorlar. Dünyada 30 yıl olan “orta gelir tuzağı”nda bekleme süresi 12-14 yıl kısaltılmış olacaktır. Mesela halen ihracatımızda bir kilogram ürünün fiyatı 1,5 dolar iken, bir teknolojik ürünün satılması ile bu rakam 23 dolar olmaktadır. Artış 17 kat olacaktı.
Fiyat uygun, araba lüks. İç pazar bu işe çok hazır, komşuların pazarları iştahlı. Yani hangimiz milli otomobile hayır deriz.
Eğer bu ve benzeri girişimlerde başarı sağlanırsa ülkenin milli geliri birkaç misli artar ve fert başına gelir de 25.000 doların üstüne çıkar. İşte bu noktada ikinci bir aşama başlar. Gelirin adil dağılımının sağlanması.
Günümüzün insanı artık propagandanın gücünü biliyor. Bu propagandalar yolu ile insanların nasıl asli değerlerine dost veya düşman edildiklerini biliyor. Fikri Işık Bey vites büyültmeye uygun bir isimdi ama şimdilerde hiç sesini duyamıyoruz. Fikri Bey, yerli otomobil için 2019’ları işaret ediyor gibiydi zannederim. Belki de gelişmeler aynı hızda gidiyordur da bizim haberdar olmamız henüz istenmiyordur.
Karşılıklı konuşmalarla faydalı bir sohbet olmuştu.
NEVZAT ÜLGER