MERHUM TURGUT ÖZAL
Ülkeye hizmet etmiş, önemli işler başarmış insanlar belli zamanlarda anılmalıdırlar. Turgut Özal onlardan biridir. Ticarette, yatırımda, ihracatta, fikir ve düşüncede, din ve vicdan özgürlüğünde, siyasette, bilimde, parada, yazma ve konuşma alanlarında en büyük serbestlik onun döneminde yerleşti bu ülkeye.
1927’de Malatya’da dünyaya gelen Özal, 1950 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünü tamamlayarak Elektrik İşleri Etüd İdaresinde çalışmaya başladı.
ABD’de, “mühendislik ekonomisi” alanında uzmanlık eğitimi gördü, Türkiye’ye döndükten sonra Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdür Yardımcılığı görevini üstlendi. Bu esnada EİEİ’nin başında Süleyman Demirel vardı. O yıllarda Elazığ’daki elektrik sorununun çözülmesini ve Şeker ve Çimento Fabrikaları ile Et-Balık Kurumu’nun kurulmasını sağlayan Demokrat Parti ile bu ikiliydi. Hatta bu işin çok da güzel bir hikayesi var.
Özal, Devlet Planlama Teşkilatının kurulmasına önemli katkılar sağladı. DPT bu ülkede tesadüflere karşı koymak için organize edilmişti. Yani nereye ne zaman neler yapılmalı fikrinin şekillendiği yerdi. 1967-1971 yıllarında Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığında ile Ekonomik Koordinasyon Kurulu, Para ve Kredi Kurulu, RCD Koordinasyon Kurulu ve AET Koordinasyon Kurulu başkanlıklarında bulundu.
1971-1973 yıllarında Dünya Bankasında danışman olan Özal, Türkiye’ye döndükten sonra çeşitli sanayi kuruluşlarında çalıştı ve Madeni Eşya Sanayii Sendikası (İşverenler sendikası) başkanlığı yaptı.
Özal, 1977 genel seçimlerinde Milli Selamet Partisinden İzmir Milletvekili adayı oldu ve seçilemedi. Eğer seçilebilseydi belki de kader çizgisi değişik olacaktı. Süleyman Demirel’in yeniden Başbakan olduğu 1979 sonlarına doğru Başbakanlık Müsteşarı olarak atandı. Aynı dönemde Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşarlığı görevini de vekaleten yürüterek hem DPT Müsteşarlığı hem de Başbakanlık Müsteşarlığı yapmış Türkiye’nin tek başbakanı ve cumhurbaşkanı oldu.
Türkiye ekonomisini liberalleştirmeyi hedefleyen ve “24 Ocak Kararları” olarak bilinen geniş çaplı programın hazırlanmasında önemli rol oynayan Özal, o dönemde gösterdiği etkinlik nedeniyle “sandalyesiz bakan” olarak anıldı.
Özal, 12 Eylül 1980 askeri müdahalesinden sonra kurulan hükümete Ekonomik İşlerden Sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak atandı. Özal, bu tercihi, “Gelen yönetim 24 Ocak Kararları ile başladığımız işe devam etmemi istedi. Zannediyorum bugün Türkiye’de varılan noktanın ana sebeplerinden biri bu kararın verilmiş olmasıdır.” sözleriyle değerlendirdi.
Türkiye’ye kredi imkanının ve ihracatta başarının sağlandığı bu dönemde Özal, izlenen para politikası konusunda hükümetle anlaşmazlığa düşerek 1982’de Başbakan Yardımcılığı görevinden istifa etti.
20 Mayıs 1983’te Anavatan Partisini kuran Özal, aynı yıl yapılan genel seçimde partisinin birinci gelmesi üzerine 45. Hükümeti kurmakla görevlendirildi. 1983’ten 1991’e kadar aralıksız olarak tek başına iktidarda kalmayı başardı.
Özal’ın, kitlelere ulaşmak için kullandığı tema “orta direk” nitelemesiydi.
Anavatan Partisinin 18 Haziran’da Ankara Atatürk Spor Salonu’nda düzenlenen 2. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşma sırasında silahlı saldırıya uğrayan Özal, sağ elinden yaralandı. Yaralı halde kürsüye çıkarak, “Bilhassa belirtmek istiyorum, Allah’ın verdiği ömrü, O’nun isteğinden başka alacak yoktur, biz de O’na teslim olmuşuzdur.” ifadelerini kullandı.
Suikastı düzenleyen Kartal Demirağ, saldırı sonrasında yakalandı ve yargılama sonucunda idama mahkum edildi. Cezası 20 yıl hapse çevrilen Demirağ, Turgut Özal tarafından 1992’de affedildi. Çünkü tetikçinin arkasındaki isimlere ulaşmıştı.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesini amaçlayan “Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)”, 1989’da hazırlanan “Master Plan” ile tarım, sanayi, ulaştırma, eğitim, sağlık, kırsal ve kentsel alt yapı yatırımlarını da içine alan bir bölgesel kalkınma projesine dönüştü.
Özal’ın ayrı bir önem verdiği bu proje ile bölge halkının gelir düzeyinin artırılması, yaşam şartlarının iyileştirilmesi ve bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesi amaçlandı.
Siyasi kariyerinde yaptığı çalışmalarıyla adından söz ettiren Özal, TBMM tarafından, 31 Ekim 1989’da Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı seçildi. 9 Kasım 1989’da başladığı bu görevde, ekonomik alanda attığı önemli adımların yanı sıra dönemin büyük sorunları arasında yer alan terörle mücadele konusunda da farklı bir strateji izledi.
Turgut Özal’ın, sorunun çözümüne ilişkin çabaları, 17 Nisan 1993’te vefat etmesiyle sonuca ulaşamadı. Ölümünden 19 yıl sonra 2012’de “cinayet sonucu öldüğü” yönündeki iddialar nedeniyle otopsi yapılması için Özal’ın mezarı açıldı. Naaşı hiç bozulmamıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, otopsi raporuna göre, mevcut bilgi ve bulgularla Özal’ın kesin ölüm sebebinin tespit edilemediğini bildirdi.
Allah rahmet etsin.
NEVZAT ÜLGER