MEVLİD-İ NEBİ HAYRINA
Bu hafta “Mevlid-i Nebi” haftası. Peygamberin doğum gününe ithaf. Kainat kitabını bize açıklayan zatın doğum günü. Kur’an’ı bize açıklayan zatın mevlidi. O, hem nebi hem resul.
Kur’an’ı onunla anlıyoruz. Akıl kifayet etse idi, Allah 124 bin peygamber gönderir miydi? Bu 124 bin peygamberin seyidi olan Hz. Muhammed:
-Kâinatın en şerefli varlığıdır.
-Hayat sahibi olan varlıkların en mükemmelidir.
-Hilafetle şereflendirilen insanlığın efendisidir.
-Takva sahiplerinin önderi ve yol göstericisidir.
-124 bin peygamberin seyyididir.
-Kâinatın sahibinin habibidir.
Kur’an nasıl insanların kurtuluşu için arşdan uzatılmış bir ipse, o da; semavat ile arz arasındaki bu bağın en güvenilir sadık-ı muhbiridir.
Henüz isim zikretmeden de konu anlaşılıyor;
-O hem feyz alır, hem de feyz verir.
-Hem aydınlanır, hem aydınlatır,
-O hem kâinatın sahibini sever hem de insanlara sevdirir.
-O; “korkma Allah bizimledir” diyendir.
– O, kamil-i mutlaktır.
Buraya kadar yazdıklarımızdan Hz Peygamber Muhammed Mustafa (sav)’yı anlamayan kimse olmaz bu toplumda.
İçe dönersek; biz hepimiz ahirete doğru devam eden bir yolculuktayız/seferdeyiz. Bu yolculuk esnasında bilerek ya da bilmeyerek çok günahlar işledik. Pişman olduk. Ya rabbi, “vesile” caizdir hükmünce, seçkin peygamberin ile senden istiyor ve yalvarıyoruz:
-Günahkâr kulların olarak sana geldik, günahlarımızı affet. Affedersen senin şanındandır, ama kovarsan Sen’den başka bize kim merhamet eder.
Ya rabbi, günahlarımızdan dolayı pişmanız, kötü söz ve fiillerimizden dolayı utanıyoruz, kalbimize feyizler aç, ta ki batıl hayalleri mahvetsin.
Ya rabbi, senin kapında, sana giden yolda sana dua ediyoruz; sana gelen yola bizi sevket.
Ya rabbi, belki Firdevs ehli değiliz ama cehennem ateşine de dayanamayız. Bize tevbe kapısı nasip et, günahlarımızı bağışla, çünkü günahları bağışlayan ancak sensin.
Ya rabbi; Ümmet-i Muhammed’e merhamet et,
Kalplerimizi iman ve İslam’a aç.
Dinsizlerin şerrinden bizi koru.
Dinimize selamet ver. (Amin)
Her şeye karşılık Allah bize yeter. O ne güzel vekil ve ne güzel mevladır.
Felsefeciler akılla, tasavvuf ehli kalb ile yol almaya çalışırlar. Cadde-i Kübra’da yürüyenler ise bu iki yolu birbirine destek yaparak yüksek gerçeklere ulaşırlar. Çünkü, akıl yalnız başına hayatın ve ölümün bütün sırlarına vakıf olamaz. Evet, şüphe ilimde bir davetiyedir, gerçeği bulmak için bir vasıtadır. Yine de üç aşamayı gözden uzak tutmamak gerekir: İlmelyakin, Aynelyakin, Hakkalyakin. Ya rabbi, bize eşyanın hakikatini göster.
Ezcümle;
-Hz. Muhammed (sav) resuldür.
-Hatemül enbiyadır.
-Bütün insanlığa gelmiştir.
-Bütün peygamberlerin şeriatlarını, en güzel şekilde cem etmiştir.
Güneş başkalarını gösterdiği gibi, kendini de gösterir, başka bir güneşe ihtiyaç bırakmaz. “Dahilek ya Resulullah”.
NEVZAT ÜLGER